Çocukların Bağımsız ve Toplumcu Olması
Çocuk gitgide hem daha bağımlı hem daha bağımsız olur. Bir yaşına doğru kendisini her yalnız bırakışınızda bebeğin ağlamaya başladığını fark edersiniz. Kötü bir alışkanlık edindiğini sanıp canınızı sıkmayın. Aksijıe çocuk büyüdükçe insanlar arasında olmaktan özellikle ailesiyle beraber bulunmaktan ne kadar hoşlandığını anlamaktadır. Sizin canınızı sıksa da, bu davranış çocuk bakımından hayra alâmettir.
Çocuk öte yandan, mutluluğunun etrafındakilere ne derece bağlı olduğunu da fark etmeye başladığından, kendini özgür hissetmek, başka yerler bulmak, başka yüzler de görmek ister.
Anne bulaşık yıkarken yerlerde sürünüp duran bir çocuğun hareketlerini izleyelim: Önce bir süre mutfak eşyalarını karıştırıp eğlenir, sonra canı sıkılır salonda ne var ne yok diye bakmaya gider. Eşyalara tırmanır, yerden döküntüleri toplayıp ağzına götürür, parmakları üstünde yükselerek bir çekmeceye yetişip onu açmaya çalışır. Araştırma arzusunu böylece tatmin ettikten sonra yine insan içinde bulunmak ihtiyacı duyar ve mutfağa döner. Bazı anlarda özgür olmak, başka zamanlarda İse kendini güven içinde hissetmek için insanlarla beraber bulunmak ister. Böylece zaman zaman bu isteklerinden birini ya da ötekini tatmin eder.
Çocuk büyüdükçe daha fazla cesaretlenecek ve daha büyük tecrübelere girişmeye kalkışacaktır. Bu dönemde annesiyle bir arada bulunma ihtiyacı azalmıştır. Bağımsızlık duygusunu geliştirir ve gerektiğinde annesinin yardıma koşacağını bildiğinden bu yolda hızla ilerlemeye başlar.
Çocuğun bağımsızlığının temelinde, hem güvenlik hem de özgürlük duygusunun yattığını özellikle belirtmek isterim. Çünkü kimse, bu nüansı fark edemez. Bazı anneler çocuk bağımsız yetişsin, her işini kendi kendine halletmesini iyice öğrensin diye, ağladığı ve yanına insan istediği zaman bile onu yatağjnda ya da parkının içinde yalnız bırakırlar. Bana kalırsa çocuk ne kadar çok ağlarsa annesinin vereceği huzuru o kadar fazla arayacak ve dolayısıyle gereği kadar bağımsız olamayacaktır.
Anlaşılacağı gibi bir yaşındaki bir çocuk tam bir dönüm noktasına varmış olmaktadır. Fırsat verilirse gitgide daha bağımsız olur. İster büyük ister küçük olsun yabancılara daha kolay sokulabilir, kendine güveni artar.
Çocuğu uzun zaman yalnız bırakırsanız, yabancılardan uzak tutarsanız ve koltuğunuzun altından hiç ayırmazsanız, bağımsızlığı gelişmeyecek, ancak kendini sizin kanatlarınız altında hissettiği zaman mutlu olabilecek ve ilerde çekingen ve içine kapanık bir insan haline gelecektir.
Çocuğun bağımsızlık duygusunun gelişmesine ne zaman yardım edilebilir? Çocuk yürümeye başladıktan sonra ona altı köşelerden gerçek ayakkabılar giydirip arabasından çıkarabilir ve yanınızda yürüterek gezdi rebilirsiniz. Hava soğuksa kalınca giydirirsiniz. Üstünü başını kirletirse hiç kızmayın: yaptığı tamamen normaldir. Hem yaşıtlarıyle beraber olabileceği hem de her dakika başında beklemenizi gerektirmeyecek bir yer bulun. Yerden bir sigara izmariti alır ağzına götürürse hemen elinden alıp dikkatini başka bir şeye çekmeye çalışın. Toprak, kum ve bağırsaklarını bozacak başka şeyler yermemesine dikkat edin. Oynadığı yer temiz ve bakımlıysa, yerden bir ot koparıp ağzına atmasının ve çiğnemesinin önemi yoktur. Yürüyebilen bir çocuğu arabada gezdirmek, onu gözönünde bulundurup içinizin rahat etmesini sağlar ama gelişmesini yavaşlatır.
İstediği zaman parkından çıkarın. Bazı çocuklar bir buçuk yaşına kadar kısa süreli olmak şartıyle park içinde oturmayı kabul ederler. Bazıları da daha dokuz aydan itibaren buna dayanamaz. Çocukların çoğu ayaklanıp yürüyene kadar parkta bırakılmasına ses çıkarmaz. Bu davranış çocuktan çocuğa değiştiğine göre, en doğrusu çocuğu, canı sıkıldığı zaman parktan çıkarmaktır. Fakat çocuğu her ağlayışında kucağınıza alın demek istemiyorum. Başlangıçta eline yeni bir oyuncak verin, yeni bir şey onu uzun süre oyalayabilir. Çocuklar parkta bırakılmaktan yavaş yavaş usanırlar. Nihayet öyle bir gün gelir ki parkta kapatılmaya kesinlikle tahammül edertıez olurlar. Aradaki geçiş döneminde çocuğu, sıkıldıkça, parkından çıkarmalısınız.
Çocuğunuzu yabancı insanların varlığına alıştırın. Bir yaşındaki çocuklar yabancılara karşı güvensiz ve vahşîdirler. Sonra aradaki bu buzlar birden çözülür ve dostluk duygularını kendilerine göre göstererek onların yanma yaklaşmaya başlarlar. Bazısı eve yeni gelen bir insanın yanında durup ona gözlerini diker, bazısı da büyük bir nezaket gösterisi yapıp elindekini uzatır ve tabiî hemen geri çeker. Kimi çocuk da taşıyabileceği her şeyi getirir misafirin kucağına doldurur.
Çoğu yetişkin kimseler, kendilerini iyice inceleyip alışabilmeleri için çocuklara fırsat vermezler. Çocuğu görür görmez üstüne atılıp kucaklar ve sevgi sözcüklerdi! birbiri ardına sıralamaya başlarlar. O da pek tabi korkar ve annesine sığınır. Çocuğun kendini tekrar güven içinde hissedebilmesi için, bir süre leçmesi gerekir. Çocuğunuz için yabancı olanları bu bakımdan uyarmanızı tavsiye ederim. Misafirinize çocukla hiç meşgul olmadan sizinle konuşmasını söyleyin ve çocuğun birkaç dakika sonra kendiliğinden sokulacağını hatırlatın. Çocuk artık iyico yürümeye başladıktan sonra ona yabancılarla alışveriş yapmayagiderken yavrunuzu da yanınıza alabilirsiniz. Gezmeğe çıktığınızda onu başka çocukların oynadıkları yerlere götürün. Gerçi henüz oyuna karışamayacak kadar küçüktür ama hiç değilse öteki çocukları oynarken seyredip eğlenebilir. Başka çocukların yakınında bulunmaya alışan çocuk iki ya da üç yaşına geldiğinde onların arasına karışmakta zahmet çekmez. Eğer çocuğunuzu başka çocuklardan uzak tutmuşsanız, kendisi de oyun oynayabilecek yaşa gelince yaşıtlarınm arasına kolay kolay karışamaz.